Kıtaların hareketi ve Arap Yarımadası’nın Asya’ya çarpması sonucunda Tetis Denizi ya da Tetis Okyanusa olarak bilinen büyük bir denizin ortadan kalktığı, deniz tabanının yükselmesi sonucu Anadolu, Karadeniz, Akdeniz, Aral Gölü ve Hazar Denizi’nin ortaya çıktığı biliniyor. Bu hareket büyük depremlere sebep olan fay kırıklarının da ana nedeni. Fay kırıklarının üstünde bulunan Anadolu’da bu nedenle tarih boyunca büyük depremler yaşanmaya devam etti. Bu depremler, bugün ‘antik’ olarak nitelenen birçok şehri de yaşanmaz hale getirdi ya da tamamen ortadan kaldırdı. Antik şehirlerin çoğu Ege ve Akdeniz bölgelerinde yer alıyor.
Troya Atı Aslında ‘Deprem’ Metaforu Olabilir
Tarih boyunca Anadolu’da etkili olan depremlerin yıktığı şehirlerin en bilinenleri arasında Troya geliyor. Fay hattın tam üzerinde yer alan Troya, liman kenti olarak kurulmuş ancak zamanla Karamenderes Nehri’nin taşıdığı alüvyonlar nedeniyle içeride kalmıştı. 6. Troya olarak bilinen medeniyet döneminde şehir bir deprem tamamen tahrip oldu. Tarih boyunca çeşitli dönemlerde depremlerle yıkılıp yeniden yapıldı. Sonunda tamamen terk edildi. Hatta antik Yunanlıların şehre girmek ve içeride fethetmek için kullandıkları at simgesi de pagan inancında depremden sorumlu olan Poseidon’un simgesiydi ve aslında bir metafor olarak kullanıldığı iddia edildi. 8 kez yeniden kurulan şehrin her döneminde deprem izleri tespit edildi.
Deprem Kurbanı Assos
Troya’ya yakın bir bölgede bulunan Assos antik kenti de deprem nedeniyle yok olan şehirler arasında yer alıyor. Aristo’nun ilk felsefe okulunu kurduğu bir liman kenti iken bin 300 yıl önce meydana gelen şiddetli bir depremle şehir yerle bir oldu. Yeniden ayağa kaldırılan şehir, şiddetli depremler yaşamaya devam etti ve Orta Çağ’da terk edildi. Çanakkale-Ayvacık fay hattı üzerinde bulunuyor ve antik şehirdeki eserlerin de depremle yok olmasına ilişkin endişeler sürüyor. Son büyük deprem 1944 yılında oldu.
Olympos’u Deprem Vurdu
Antalya sınırları içinde bulunan Olympos antik kenti, bir zamanlar Akdeniz’in gözde limanları arasında yer alıyordu. Likya Birliği’nde 3 oy hakkına sahip 6 şehirden biri, zengin ve sanat eserleri ile dolu bir şehirdi. M.S. 6 ve 7’inci yüzyıllarda meydana gelen depremlerle şehir kullanılmaz hale geldi ve sonrasında terk edildi. Sonraki yüzyıllarda korsanlar dışında şehri kullanan kalmadı ve zamanla tümüyle kendi haline bırakıldı.
7 Bin Yıllık Efes
Troya gibi bir liman şehri iken nehirlerin denizi doldurmasıyla zamanla bu vasfını yitiren Efes, en önemli antik kentler arasında bulunuyor. Büyük oranda ortaya çıkarılan, Büyük Tiyatro, Celcus Kütüphanesi ve Artemis heykeli gibi eserlerle tanınan şehir, M.S. 23-47 yılları arasında büyük depremlerle yıkıldı. Sonraki yüzyıllarda da büyük depremler şehrin önemli ölçüde yıkılmasına neden oldu. Son büyük depremler ise 1360-1361 yıllarında meydana geldi. Efes’in yaşadığı en önemli deprem 262 yılındaki Güneybatı Anadolu Depremi’dir.
Hierapolis’i Deprem Yıktı
Bergama döneminde kurulan Hierapolis, M.S. 60 yılındaki büyük depremde zarar gördü. 7. Yüzyıldaki büyük depremde tahrip olup kent kimliğini yitiren Hierapolis, 14. Yüzyıldaki depremden sonra ise tamamen terk edildi. 2000 yıllık geçmişi olan şehrin 33 büyük deprem yaşadığı tahmin ediliyor. Şehir, Denizli’de Fay Hattı üzerinde bulunuyor.
Depremle Denize Gömülen Kekova
Antalya’nın Demre ilçesi yakınlarındaki Kekova, M.S. 2. Yüzyıldaki bir depremle denize gömüldü. Bir zamanlar gözde bir liman şehri iken bugün denize gömülmüş antik eserleri ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor. Şehrin antik dönemdeki adı ‘Dolkisthe’ idi. Büyük büyük kısmı deniz tarafından yutulmuş durumda.
Sagalassos Depremle Terk Edildi
Akdeniz kıyısındaki kentlerden Sagalassos, bir zamanlar gözde bir liman şehri iken 6 ve 7’nci yüzyıllardaki depremlerle büyük hasar aldı. Fethiye Körfezi’nden Rodos Adası’na kadar uzanan bir fay hattı üzerinde bulunuyor. Sagalassos 1957 ve 1959 yıllarında gerçekleşen, şiddeti 7,1’e kadar yükselen depremler de yaşadı.
Laodikya ve Deprem
Denizli yakınlarındaki Laodikya antik kenti, M.Ö. 3’üncü yüzyılda kuruldu. Oldukça gelmiş bir şehir olarak Roma döneminde yükselişini sürdürdü. Kurulduğu döneme ait deprem izleri bulunan Laodikya, 610 yılındaki depremde tamamen yıkıldı ve terk edildi. Antik şehirde bulunan izler, tarih boyunca 7 ve üzeri büyüklükte depremlerin yaşandığını ortaya koydu.
Afrodisias
Bugün Aydın ili sınırları içinde yer alan Afrodisias da tarihi boyunca birçok depremden etkilendi. M.S. 4 ve 7’inci yüzyıllardaki büyük depremler, bu ünlü ve büyük şehri yaşanmaz hale getirdi. Şehir, fay hattı üzerine kurulmuştu ve 7’inci yüzyıldaki depremden sonra cazibesini büyük oranda kaybetti.
Rhodiapolis
M.Ö. 8’inci yüzyılda kurulduğu düşünülen Rhodiapolis, Antalya Kumluca yakınlarında bulunuyor. 1’inci derece deprem kuşağında yer alan antik şehir, Bizans döneminde salgın hastalıklar yanında depremler nedeniyle terk edildi.
İstanbul ve Erzincan Yeniden İnşa Edildi
Deprem kuşağında bulunan İstanbul da tarih boyunca depremlerle çoğu kez yıkıldı ancak konumu gereği terk edilen değil, yeniden imar edilen bir şehir olarak varlığını sürdürdü. Bu depremler içinde en ağır olanı, 1509 yılında yaşanan ‘Küçük Kıyamet’ adı verilen bir depremdi. Bu depremden sonra neredeyse tüm şehrin yerine imar edilmesi, Ayasofya’nın da tamir edilmesi gerekti.
Erzincan ise Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde olması nedeniyle tarih boyunca şiddetli depremler gördü. Şehir terk edilmesi ancak 27 Aralık 1939 tarihindeki 7,9 şiddetindeki depremin ardından, yerleşim alanı değiştirildi. Tarihte Erzincan şehir yerleşiminin en az 3 en çok 7 kez değiştirildiğine ilişkin veriler mevcuttur.
Bu Kadarla Sınırlı Değil
Bu şehirlere ek olarak Tripolis, Sardes, Perre, Smyrna, Aigai, Miletos, Magnesia, Knidos, Phaselis, Daskyleion, Kyzikos, Aspendos, Halikarnas gibi şehirlerin de deprem nedeniyle tarih sahnesindeki yerlerini kaybettikleri biliniyor.
Bu şehirlerin depremlerde tahrip olmasında, fay kırıkları üzerinde bulunmaları yanında hemen hepsinin zeminin yumuşak olmasının da etkili olduğu ifade ediliyor.
Kaynak:trthaber.com